17 Şubat 2024 Cumartesi

İŞGAL GÜNLERİNDE İŞBİRLİKÇİLER- HÜSNÜYADİS HORTLADI

[DipDalgasi:5938]<> MENEMEN KUBILAY OLAYININ PERDE ARKASI BOLUM 10/10 son18 Ocak 2009 Pazar, 18:07
Kimden: "Naci Kaptan" Saygin okurlar , KUBILAY OLAYI VE BELGELERDE MAHKEME KAYITLARI baslikli yazi dizisi9 bolumde tamamlanmisti.Bu bolum digerlerine EK'tir. Mahkeme kayitlarindan derlenmis olan bu 9 bolumluk yaziya ek olarak ,Menemen- Kubilay olayinin perde arkasini A.Nedim Cakmak'in arastirmalar sonucu yazmis oldugu "ISGAL GUNLERINDE ISBIRLIKCILER-HUSNUYADIS HORTLADI " isimli kitabindan bolumleri derleyerek , yan bilgilerle zenginlestirip, ozetleyip,sizlere sunuyorum. Belge yazilarla isgal gunlerinin VATAN HAINLERINI bizlere sunmus olan sayin yazar A.Nedim Cakmak'a tesekkur vefa borcumuzdur. Naci Kaptan 18.01.2009 ***


Gece karanlığında 37 atlı, atlarının ayaklarına, ses olmasın diye sardıkları keçelerle, gizlice ve sessizce karanliğa karışarak gözden kayboldular. Ali Osman efe ve Parti pehlivan namlı iki yiğit, Manisa cezaevinden kaçırdığı mahkumlarla beraber oluşturdukları bir akıncı mufrezesiyle, Yunan ordusunun yaklaşmakta olduğu Menemen Boğazı'na gitmektedirler. Emir, Balkan savaşlarının eski komutani Ali Çetinkaya'dandır. Akıncılar Yund dağını aşarak, Kocadere'yi geçip Osmancalı köyünde mola verirler. Menemen Boğazı , önlerinde yükselen Dumanlı dağlarının hemen ardındadır.Akıncıların hiç bir azığı yoktur. Osmancalı köylüleri sadece ekmek verebilirler. Destek alabilmek için çevrede bulunan Ortaköy, Avdal ve Bozalan köylerini dolaşırlar.Köylülere Yunan ordusunun yaptiği mezalimler anlatılır fakat köylü çok soğuk ve ilgisizdir. Destek vermezler. Biraz daha köylüler baskılanır ve sonunda köylü şöyle der;"İyi emme, biz bir şey yapamayiz. Sümbüller köyünde Şeyhimiz var. Onunla görüşmeniz gerekir." Akıncılar yola koyulur ve Sümbüller köyüne vararak şeyhle görüşmek istediklerini söylerler. Halk da köy meydanına toplanir. Şeyh de yeşil sarıklı, cübbeli, saç sakal birbirine karışmış gelir. Parti Pehlivan söze başlar; İzmir'i, Menemen'i Yunan vurdu, ezan sustu. Mala, cana,ırza tecavüz ediyorlar. Buralara da geldiklerinde ayni şeyi yapacaklar. Direnişe destek verin! Köylü suskun kalır , Şeyh ise alayci bakışla, hoşgeldiniz, aç mısınız, tok musunuz demeden; "Ben Yund dağına kadar bu köylerin tarikat şeyhiyim, bizim tarikatımız Yunan'a tek bir kurşun atmayacak. Mehdi gelmeden de caiz değildir" dediğinde, Milisler sert tepki veriler, silaha davrananlar olur. Arap Osman efe bağırır;
"Bunlarla başlayalım, gavurla anlaşmiş gibiler." Parti Pehlivan milisleri durdurur. Şeyhe sorar;"Sizin tarikatınız Gavur tarıkatı mıdır ki , gavura kurşun atmaz! Ne biçim laf edersiniz? "Akinci milisler, Şeyhe ve Onun izinde giderek Yunan ordusuna karşı destek vermeyen, kursun atmayanlara lanet okuyarak köyden ayrılırlar. 21 Mayıs 1919 da Dumanlı dağlarını aşarak Menemen düzüne ulaşırlar ...Yunan'lılarla çatışırlar. Saygın okur İşgalci Yunan'a kurşun attırmayan Yund dağı çevresindeki köylerin şeyhi kimdir bilir misiniz? Yunan'a kurşun atmayıp da, Yunan'a direnmeyen ve direnmeyi de önleyen, kendi Devletine baş kaldıran. Giritli, Nakşibendi tarikatından, Menemen'de Kubilay'ı vurup sonra da başını kesen derviş Mehmet namlı haindir.. Öküzün gamsızı, mezbaha yolunda kasabın bıçağınğ yalarmış. Şimdi gelelim olaya; Giritli Derviş Mehmet, Şeyhlik unvanı ve gücünden istifade ederek, Menemen'e baskın yapmak üzere 107 kişilik bir teşkilat kurar. Bu teşkilattan altmışı baskinda doğrudan görev almişlardır. Bozalan köyünden 10 kişi canla başla çalışmıştır. İsyancı, Nakşibendi Derviş Mehmet adamlarını Bozalan köyünde silahlandırır, oradan Sümbüller köyüne geçerler. Köyde derviş Mehmet'in ikinci hanımı ve çocukları vardir. ( 23 aralik 1930 ) Yunan haçlı ordulari Menemen'den kovulmuş, papazlar gitmiş, çan sesleri gitmiş, ezan sesleri gelmiştir. Yunan askerini öldürmek için Menemen'i basmayan derviş Mehmet , Türk askerinin olduğu ve çan sesleri yerine ezan seslerinin duyuldugu Menemen'i basacaktir. Bu kişilere göre Menemen'de papazlar ve çan sesleri varken DİN vardı!!! Papazlar gidince, çan sesleri yerine yine ezan sesleri gelince; DİN ELDEN GİTMİŞ OLDU!!! "Eyvah Menemen'de din elden gitti ""Biz nakşiyiz, şeriat isteriz" Giritli Nakşi Mehmet köylüye sorar; "yardim edecek misiniz?" Bozalan köyünden 10 kişi hemen katılır. Sümbüller köyünden silahlar gelir. Köylüler can-ı gönülden cevap veriler; "Yardım etcezz, Ekmek de vecezz, katık da vecezz, at da vecezz" gari, "silah bilem vecezz" *** Şimdi ise, 2. MÜTAREKE DÖNEMI başlamıştır. 12 havarilerin yıldızlarını göğüslerinde taşıyan yeni Damat Ferit'ler, Haçlı bayraklarını nerelere taşıyacaktır? Tarihten ders almayan cibiliyetsizlerin sonu nerede bitecektir? (*1*) *** İngiltere ve Yunanistan'ın da adının karıştığı, Yunanistan'da Lavrion kampında 15 haziran 1930 da tezgahlanmış olan bu kalkışmanın planlayıcıları içinde Girit'li Manisa mutasarrıfı hain Hüsnüyadis, Nakşibendi Said Molla (İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı, Kıbrıs'tan Yunanistan'a geçti.), Şeyh Sükuti ve Giritli Girit'li nakşibendi Derviş Mehmet, Erbilli Şeyh Esat, Giritli Sütçü Mehmet, Giritli Şamdan Mehmet, Giritli İsmail, Giritli Alioğlu Hasan, Yahudi Jozef ve diğerleri vardir. Kalkışmayı planlayan ve uygulayanların bir çoğunun Giritli olmasi ve Nakşibendi tarikatından olmaları size bir sey ifade ediyor mu? Yunan'a direnmek icin yola koyulmus olan 37 akincidan ekmegi , katigi , ati , silahi ve desteği esirgemiş olan köylü, Menemen'i "DİN ELDEN GIDIYOR" diye basacak olan bu vatan hainine destekte kusur etmemişlerdir. Yunan askerine kurşun atmayan bu hainler, kendi ordularının subayının başını kesmekten kaçınmamışlardır. Sanmayınız ki 9 Eylül'de düşman denize döküldüğünde gitti, yok oldu! Giderlerken, yerlerine papaz Hristosmos yerine Derviş namlı Mehmet'i ve adamlarını vekil bıraktılar... Onlar da bugünlere başka VEKİLLER bıraktılar ... Bu tarikat, gavur ruhunu emanet almış ve taşımaktadır. İşte hainlik böyle bir şey saygin okurlar ... Naci Kaptan

Emperyalizm elini hiç çekmedi

Kubilay'a karşı girişilen gerici vahşet, 1930 yılında Ali Fethi Okyar tarafından kurulan " Serbest Fırka "nın üç aylık karşı devrim çabalarının tırmanmasıyla ortam bulmuştur. 17 Kasım 1930'da kapatılan bu parti Cumhuriyet'in bütün kazanımlarına karşı emperyalizmin hizmetinde büyük bir taban oluşturmuş, gericiliğin odağı haline gelmiştir. Kapatılmış olmasına karşın, böyle bir irticai ayaklanmanın ortamı Menemen'de yaratılmıştır. Siyasal söylemlerindeki din istismarı çıkışlar, halkın devrimler karşısındaki henüz olgunlaşmamış ürkekliği kullanılarak gericilik olabildiğince yaygınlaştırılmıştır. İslam devletini yeniden tesis etmek, Osmanlı'ya dönmek ve hilafeti getirmek gibi duygu sömürüsü politikalarla halk üzerinde baskı kurmuş ve irticanın kaynağı haline gelmiştir. İşte bütün bu Cumhuriyet düşmanı girişimler, siyasal açıdan toplumsal olgunlaşmayı önlemiş ve " Aydınlanma Devrimi "nin yoluna set çekmiştir.

Menemen'de Kubilay'a karşı yapılan bu alçak saldırı, Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Esad ve yandaşları tarafından emperyalist odaklarla işbirliği içersinde planlanmış ve Menemen'de uygulamaya konmuştur. Manisa'da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirilen İmam Laz İbrahim' in yönlendirdiği yobazlar başlarında Giritli Derviş Mehmet , Bağ Budayıcısı Mehmet , Sütçü Mehmet , Şamdan Mehmet ve Nalıncı Hasan olmak üzere sabah namazından sonra Gazaz Camisi'nden aldıkları Yeşil Sancağı Hükümet Konağı'nın önündeki yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. 70 bin kişilik bir Halife ordusunun kendilerini beklediğini ve öncü olduklarını açıklarlar. İstedikleri şeriattır. Cumhuriyet ve Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olmadık küfürlerle kalabalığı etkilemeye çalışırlar. Tekbir getirerek sancağın etrafında dönmeye başlarlar. "Şapka giyen kâfirdir, din elden gidiyor, saltanatı geri getireceğiz, yakında şeriata geri dönülecek!" diyerek kalabalığı isyan hareketine çekmeye çalışırlar.

Serbest Fırka'nın kapatılmasından sonra bir ay içersinde meydana gelen bu vahşet, 13 Aralık 1925 tarihinde çıkartılan " Tarikatların, tekkelerin, türbelerin ve zaviyelerin " kapatılmasına dair yasaya karşı oluşan birikimlerin bir gövde gösterisi de olmuştur. Menemen'de öğretmen asteğmen olarak görev yapmakta olan Kubilay, bu hareketi bir manga askerle bastırmaya çalışır ve askerlerin yanından ayrılarak tek başına yobazları dağıtmaya girişir. Teslim olmalarını ister. Ancak yobazların ateşiyle yaralanır.

Bu durum karşısında tüfeklerinde manevra mermisi bulunan askerler ateş açarlar. Mermiler yobazlara tesir etmeyince: " ...bize kurşun işlemiyor " diyerek halkı kandırmaya ve isyana teşvik etmeye çalışırlar. Bu arada Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki de şehit olur. Bu nedenledir ki, Menemen'in Gazaz Camisi avlusunda vahşice katledilen Kubilay ve arkadaşları, 77 yıldır emperyalizmin işbirlikçisi irticaya karşı sönmeyen bir meşale olarak Ayyıldız Tepe'den bütün Türkiye'yi aydınlatmaya devam etmektedirler.



KAYNAKCALAR ;
(*1*) A.Nedim Cakmak'"ISGAL GUNLERINDE ISBIRLIKCILER-HUSNUYADIS HORTLADI " isimli kitabindan (* 2* ) ORHAN OZKAYA - Cumhuriyet 22.12.2007 tekrar elden gecirme18.01.2009 Naci Kaptan

Hiç yorum yok: