17 Şubat 2024 Cumartesi

DOĞU PERİNÇEK'İN AÇIKLAMASI

DOĞU PERİNÇEK'İN AÇIKLAMASI
YAHUDİ MADALYASININ ZİNCİRİ

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 2 Şubat 2009 günü Silivri'den bir basın açıklaması yaparak, Erdoğan'ın Davos çıkışını değerlendirdi.

DOĞU PERİNÇEK'İN AÇIKLAMASI

Bugün, 16:38'da
YAHUDİ MADALYASININ ZİNCİRİ


İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 2 Şubat 2009 günü Silivri'den bir basın açıklaması yaparak, Erdoğan'ın Davos çıkışını değerlendirdi. Açıklama özetle şöyle;

• O itilen kakılan kimse, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı’dır.O panel yöneticisi de, ona BOP Eşbaşkanı’na yapılacak muameleyi reva görmüştür.
• Başbakansız kalan bir millet, BOP Eşbaşkanı’nın aşağılandıktan sonraki o öfkesinde bir teselli bulmaktadır.
• Yahudi örgütü JİNSA’nın cesaret madalyasının kurdelesi, Tayyip Erdoğan’ın boynuna dolanmış bir esaret zinciri değil midir?
• Başka devletlerle gizli antlaşma yazanların tepeleri tuttuğu bir ülke yönetilmez, sürüklenir.Türkiye yönetilmiyor, sürükleniyor
• Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan ikilisi, ABD ve İsrail’e bu Davos tiyatrosundan sonra çok daha fazla bağlanmışlar; boyunlarını daha da eğmişlerdir.


OMUZUNA DÜRTÜLEN BAŞBAKAN GÖRDÜNÜZ MÜ?
-Siz hiç uluslararası bir toplantıda omuzuna dürtülen bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı gördünüz mü, duydunuz mu?

Görmediniz ve duymadınız. Bundan sonra da görmeyecek ve duymayacaksınız.

-Siz, hiç uluslararası bir toplantıda azarlanan, aşağılanan bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı gördünüz mü, duydunuz mu?

-Rauf Bey mi, Fethi Bey mi, İsmet Paşa mı, Celal Bayar mı, Refik Saydam mı, Demirel mi, Ecevit mi, hangisi böyle bir işlemle karşılaştı?

Türkiye Cumhuriyeti başbakanlarından hiçbirinin başına böyle bir iş gelmedi.


ONU BAŞBAKAN MI SANIYORDUNUZ?
-Peki, Tayip Erdoğan’ın omzundan dürtüklenmesini, el ve ayaklarla itile kakıla yapılan düzeyli “tartışma”yı nasıl açıklayacaksınız?

Çünkü O, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı değildir. O itilen kakılan kimse, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı’dır. Hal böyle olunca, “Moderatör dedikleri o panel yöneticisi de, ona BOP Eşbaşkanı’na yapılacak muameleyi reva görmüştür.

40 yıldır çok sayıda uluslararası toplantıya katıldım. Bu toplantılarda herhangi birisinin omuzundan dürtüldüğünü, susturulduğunu görmedim. Böyle bir olayı duymadım da.

Tayip Erdoğan’a kimse Başbakandır diye bakmıyor.

BAŞBAKANSIZ KALAN MİLLETİN EZİKLİĞİ
Ne yazık ki Türkiye kamuoyu BOP Eşbaşkanlığınca yönetilmeye alıştırıldı; alıştı. İşçi Partisi ve onurlu yurttaşlar bunun dışında elbette. Ancak yurttaşların azımsanmayacak bir kesimini, bu küçük düşürülme karşısında bile elinde bayraklarla gösteriler yapması, işte o alışmanın hazin sonucudur.

Başbakansız kalan bir millet, BOP Eşbaşkanı’nın aşağılandıktan sonraki o öfkesinde bir teselli bulmaktadır.

Ortada bir kahramanlık yok!

Ortada her an süpürülebileceği öngörülen bir BOP Eşbaşkanı’nın işte o ezikliğe kontrolsüz tepkisi var.

Bağımsızlığını yitirmiş büyük bir millet, eziklik içinde kendini aldatmasın!

REVADIR BUNLAR BİZE
Acı gerçeği görelim; Türkiye küçük düşürülmüştür, aşağılanmıştır. Ve yıllardan beri olan budur.

Bu halleri, biz Türk milleti, dağdaki çobanından şehirdeki aydınına kadar çoktan hak ettik.


Değil mi ki, BOP Eşbaşkanlığı marifetiyle yönetilmeyi sineye çektik, bize ne yapılsa revadır.

Çankaya’da oturan zat, ABD ile 2 sayfa 9 maddelik antlaşma yaptığını gerine gerine açıkladı. O’na Dışişleri Bakanı muamelesi yapıldı. ABD marifetiyle kolundan tutulup Çankaya tepelerine çıkartılmasına milletçe boyun eğdik.
İşte bu nedenle revadır bunlar bize.

CESARET MADALYASININ ALTINDAKİ YÜREK
Şimon Perez bilmiyor mu, yanına oturtulan Tayip Erdoğan BOP Eşbaşkanıdır.

BOP hiyerarşisi böyledir işte! Acımasızdır ve ezicidir!

Yine Şimon Perez bilmiyor mu, Tayip Erdoğan’ın boynunda Yahudi JİNSA Örgütü’nden aldığı cesaret madalyası vardır.

Denge daha o zaman bozulmuştur. Çünkü Şimon Perez’in boynunda herhangi bir Türk örgütünden alınmış bir cesaret madalyası bulunmuyor.

Yahudi örgütü JİNSA’nın cesaret madalyasının kurdelesi, Tayyip Erdoğan’ın boynuna dolanmış bir esaret zinciri değil midir?

O madalyaya, o boyun uzatılırken, Davos’taki o aşağılanmanın ruhsatı da İsrail’in eline verilmiştir.

Yahudi madalyasının ipi boynuna geçirilsin diye eğilen o baş, bir daha dik duramazdı ki!

O itiş kakışların “dik duruş” sayılması ise bir milli faciadır.

Yüreğinin üstünde Yahudi örgütünden cesaret madalyası taşıyan bir kimsede ne özgüven kalır ne de kendine saygı!

Yüreği Yahudi örgütünden aldığı cesaretle çarpmaktadır.

Bu karmakarışık duyguların gerisini siz hesap edin.

DAVOS’TAN ÖNCE BİTEN
Davos bitmiş!

Davos senaryosunun “finali” aslında Tayyip Erdoğan BOP Eşbaşkanı olduğu gün, Yahudi JINSA örgütünün o madalyasına başını uzattığı gün yazılmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, başka bir devletin Proje Eşbaşkanı olamazdı. “Davos’un bitmesinden” önce TC Başbakanlığı kurum olarak bitmişti.

Tayyip Erdoğan’ın ikide bir “Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım” demesinin nedeni de budur.

32 kez “ABD’nin BOP Eşbaşkanınyım diyen Tayyip Erdoğan, kendisinin Türkiye Başbakanı olmadığını herhalde bilmektedir.

Eziklik oralardan başlıyor.

Gerilim oralardan geliyor.

O gerilim birikiyor, birikiyor ve Davos’ta o panel yöneticisinin omzundan dürtmesiyle patlamaya dönüşüyor.

Öncesi de var, o İsrail sınırında Başbakan yerine konmayıp bekletmeler…

İsrail saldırganlığının sırlarına ortak olmalar…

Hepsinin üstüne O Şimon Perez’in umumun önündeki azarlamaları…

Milletimiz, bu olaylara kartalların uçtuğu yerlerden bakamadı; itildiği yerlerden baktı.

DELİĞE KAHRAMANCA SÜPÜRÜLMEK
Bu acı, Türk milletine yeter

Recep Tayyip Erdoğan, Davos’ta “deliğe süpürüldüğünü” görmüştür. Ve deliğe süpürülmeyi kahramanca başarmaktadır.

Türkiye halkı, kendisine, “deliğe süpürülen adam” değil, bir başbakan bulmak zorundadır.

Türkiye halkı, Çankaya’ya ABD ile gizli hizmet sözleşmesi yapan değil, Türkiye’nin egemenlik ve bağımsızlığının temsil eden hakiki bir Cumhurbaşkanını bulmak zorundadır.

Cumhuriyeti yıkma faaliyetinin odağı haline geldiği Anayasa Mahkemesi kararıyla saptanmış kimselerden Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmaz!

ZİNCİR ŞİMDİ DAHA ÇOK SIKIYOR
Bu mesele, yalnız onur meselesi değildir.

Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’la Türkiye çok tehlikeli durumlara sürüklenmektedir.

Hele bu dengesiz çıkışlardan sonra, Tayyip Erdoğan BOP Eşbaşkanı bile değildir. Rütbesi daha da indirilmiştir ve boynundaki Yahudi madalyasının zinciri daha da sıkıştırılmıştır.

Görüntülere bakmayın siz, Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan ikilisi, ABD ve İsrail’e bu Davos tiyatrosundan sonra çok daha fazla bağlanmışlar; boyunlarını daha da eğmişlerdir.

BOP’un tepesindeki ABD’ye Karşı şimdi kendilerini affettirmek için daha büyük ödünler vermek durumundadırlar.

TÜRKİYE YÖNETİLMİYOR SÜRÜKLENİYOR
Başka devletlerle gizli antlaşma yazanların tepeleri tuttuğu bir ülke yönetilmez, sürüklenir. Türkiye yönetilmiyor, sürükleniyor

Başka devletlerin proje görevlilerinin ellerine düşen bir ülke, geleceğine karar veremez; iradesi artık yabancı dizginlere teslim edilmiştir.

Türkiye, bugün iradesizdir; hükümetsizdir.

Önümüzdeki tuzak “deliğe süpürülen” Tayyip Erdoğan’ın yerine, yeni bir “deliğe süpürülebilir” kimsenin yerleştirilmesidir

Bu fırsat kesinlikle ABD’ye ve İsrail’e verilmemelidir.

Bugün ,Türkiye’nin temel meselesi sürüklenmekten kurtulmaktır.

Milletimizin yeni BOP Eşbaşkanlarına ve Yahudi Cesaret Ödüllülere değil, Milli Hükümete ihtiyacı vardır.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

http://daimaileri.blogspot.com

mülkiyeli dedi ki...

MUHTEŞEM!