21 Ocak 2009 Çarşamba

YORUMSUZ!

FW: Yeni duyuru: YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA İLKER PAŞA'YA MEKTUP!‏

Kimden: irfan kaya (irfan.kayalar@hotmail.com)
Gönderme tarihi: 20 Ocak 2009 Salı 20:06:50
Kime: ay_su52@hotmail.com; azra.hasret@hotmail.com; basak_04@hotmail.com; Bora Tüfekli (bora_tufekli@hotmail.com); burcak.02@hotmail.com; cemre_ozgur@hotmail.com; cigdemremziye@hotmail.com; Niyazi Çamurcu (camurcular@hotmail.com); dilara_redrose@hotmail.com; Ekrem (mavifarma@hotmail.com); Elvan Kaya (elvankaya27@hotmail.com); eser321984@hotmail.com; feridedestan@hotmail.com; guelzadekaplan@hotmail.de; Kamer Genç (kamer.genc@tbmm.gov.tr); koray Hoca (mkbasyigit@gmail.com); ismailcatir@hotmail.com; KEREM SEVINC (ilkbahar_64@hotmail.com); keciyim123@hotmail.com; ladyroses_2005@hotmail.com; LERZAN TORLAK (lerzan.torlak@gmail.com); mali_kartal_@hotmail.com; mavhomer@hotmail.com; mehmettuncsahin@hotmail.com; mersoy4854@hotmail.com; minik_serce25@hotmail.com; more_difficult@hotmail.com; nerog50@hotmail.com; nihatozgur1979@hotmail.com; n.necla@hotmail.com; nurigonendi@hotmail.com; pinar.dicle@hotmail.com; rozarezzan@hotmail.com; semrasu7@hotmail.com; sil.dim@hotmail.com; carookee (system@carookee.com); suzidilara5@hotmail.com; ts_musti@hotmail.de; tugralistan@hotmail.com; ulku_ayhan@hotmail.com; yaren_1995@hotmail.com; yok_ole_bisi@hotmail.com; ysd592@gmail.com

To: irfan.kayalar@hotmail.com
Subject: Yeni duyuru: YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA İLKER PAŞA'YA MEKTUP!
From: yonetim@toplumsalbilinc.org
Date: Sun, 18 Jan 2009 00:54:05 +0000


İLKER PAŞAM..‎ Kahraman Türk Ordusunun başında, komutansınız.. Haddime değil ‎amma..Hatırlatmak üzerime vazife diye düşünüyorum. Mustafa Kemal ‎sizin makamınızı padişah Vahdettin’den alabilmek için çok mücadele ‎etmişti. Ne var ki padişah Vahdettin, “Saltanatını yıkmasından ‎korktuğu için” Mustafa Kemal’e o şerefli makamı vermemişti. ‎

Şimdi siz, Mustafa Kemal’in hak ettiği halde “oturamadığı”o şerefli ‎makamda oturmaktasınız. ‎
Paşam, Mustafa Kemal der ki: “Aziz milletime şunu tavsiye ederim ‎ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı ‎adamların kanındaki, vicdanındaki asli cevheri, çok iyi tahlil ‎etmek dikkatinden bir an feragat etmesin..”‎

Ne diyorsunuz Paşam? Mustafa Kemal’in dediği gibi, bağrımızda ‎yetiştirdiğimiz, başımızın üstüne kadar çıkardığımız Cumhurun ‎başının ve başbakanın kanındaki, vicdanındaki ASLİ CEVHERİ çok ‎iyi tahlil etmediğimizden dolayımı ihanete uğradık?‎

Paşam, Ülkemizde gelişen olaylara baktığımızda Cumhuriyet’in ‎tehlikede olduğunu görüyoruz. Tehlike o boyutlara ulaştı ki artık iş ‎Cumhuriyet’ten ve Cumhuriyetçilerden intikam almaya kadar ulaştı.‎

Bu ülke insanı –büyük çoğunlukla- cumhuriyetçidir. Neden ‎cumhuriyetçidir paşam? Mustafa Kemal, bu ülke insanının neden ‎Cumhuriyetçi olduğunu, olması gerektiğini kendi düşüncesi ile açıklıyor:‎ ‎' Türk genci, inkılâpların ve cumhuriyetin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların ‎lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Rejimi ve devrimleri ‎benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir ‎hareket duydu mu bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, ‎adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve ‎silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir, asıl suçluları ‎bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin ‎polisi değildir' diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu ‎mahkûm edecektir. Yine düşünecek : 'Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre ‎düzenlemek lazım!' Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla ‎beraber, bana, İsmet Paşaya, Meclise telgraflar yağdırıp haklı ve suçsuz olduğu ‎için tahliyesine çalışılmasını, kayırtılmasını istemeyecek. Diyecek ki : 'Ben inanç ve ‎kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız ‎gelmişsem, bu haksızlığımı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmekte benim ‎vazifemdir.' İŞTE BENİM ANLADIĞIM TÜRK GENCİ VE TÜRK GENÇLİĞİ...'‎

Paşam, Mustafa Kemal’in Bursa Nutkundan güç alarak, inkılâpların, ‎cumhuriyetin ve rejimin sahibi ve bekçisi olduğumuzu ilan ettik. ‎Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inandık. Rejimi ve ‎inkılâpları benimsedik.‎

Paşam, ne yazık ki bugün inkılâplar, cumhuriyet ve rejim, devleti ‎yönetenler tarafından zayıf düşürülmüş, küçük kıpırtılar (ihanet) ‎büyümüş, devleşmiştir. Bu ihanete gözümüz ve kulağımızla şahit ‎olduğumuzda “bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ‎ordusu vardır, adliyesi vardır” demedik. Hemen müdahale etmeye ‎kalktık, bütün varlığımızla kendi eserimizi korumaya çalıştık. Bir sabah ‎kuşluk vakti polis kapımıza geldi. Polis asıl suçluları –bize göstermeden- ‎bıraktı, suçlu diye bizi alıp götürdü. ‎

‎“Polis henüz inkılap ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşündük, ‎fakat asla yalvarmadık.. Mahkeme arkadaşlarımızın bazılarını mahkûm bile ‎etti.‎
Yine düşündük, “Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre ‎düzenlemek lazım!” derken sıfatının önünde cumhuriyet yazan bir ‎savcının kasıtlı ve kindar tutumu ile hapse atıldık. Kanun yolundan ‎itirazlarımızı yaptığımızı yapmakla beraber, ne size nede meclise telgraflar ‎yağdırıp haklı ve suçsuz olduğumuz için tahliye edilmemizi, ‎kayırılmamızı istemedik. ‎

‎“Demek ki biz, inanç ve kanaatimizin icabını yaptık. Müdahale ve ‎hareketimizde haklıyız. Eğer hapse haksız girdi isek bu haksızlığı ‎meydana getirecek sebep ve amilleri düzeltmekte bize düşer”.. ‎Dedik, “Ergenekoncu Terörist” damgasını yedik. Ergenekon ne demek ‎Paşam? ‎

Paşam, kısaca Türk Yurdu demek olan Ergenekon adını, dışarıdan ‎kumandalı bir soruşturma kapsamında, özellikle ve bilinçli olarak terör ‎örgütüne monte ederek TÜRK milleti üzerinde korkuyu egemen kılmak ‎istediler ve bunda da başarılı oldular. ‎

Bugün cumhurun başında olan isim, Mayıs 2006 tarihinde, adına kasıtlı ‎olarak Ergenekon denilen operasyonun soruşturma amirliğini ‎üstlenmiştir.(Tabir Aydınlık dergisi, sayı 1115 sayfa 11’e aittir.) Cumhurun ‎başı, düzenlenen “brifingde” Mehmet Eymür patentli şemayı çok ‎beğenmiş ve “Değerlendirin.. Savcı bulun..Suçluları yakalayın” ‎şeklinde talimat vermiştir.(a.g.d.s.1115-sf.11)‎

O brifingden haberiniz var mı Paşam? Bu “talimat” sizin aklınıza ne gibi ‎sorular getiriyor? ‎
Kaldı ki, sabahın seher vaktinde vatan haini gibi birer ikişer alınıp ‎emniyete götürülen ve sonra birer suçlu gibi tutuklanıp cezaevine atılan ‎isimlerin çoğu emekli komutanlardandır paşam.. Bu değerli ‎komutanların suçu, cumhuriyete, rejime, laikliğe, Atatürkçülüğe, ‎vatanın ve devletin bölünmez bütünlüğüne, milletin milli birliğine ‎sahip çıkmak mı paşam?‎

‎301ci maddeyi kaldıranlardan bir kişi dahi var mıdır tutuklanıp “içeri” ‎atılan paşam? Cumhuriyete, laikliğe, Atatürk ilke ve inkılâplarına sövenler ‎bu cesareti nereden ve kimden alıyor paşam?‎

Türk Ordusu değil mi Cumhuriyet’i sonsuza kadar koruyup kollayacağına ‎dair söz veren ve yemin eden? Bu yeminin “gereğinin” şartları bugün ‎yaşanılmıyor mu Paşam? ‎

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, yargı mercii var. Bu ülkenin ‎anayasası da var. İşte o anayasaya göre suç olan bir eylemi ‎gerçekleştiren Başbakan, milletin dil birliğini bölerek, Kürt diye ‎ayırdığı kesime üstelik temeli ve hiçbir dayanağı olmayan bir dil ile selam ‎verebiliyor.‎

Başbakanı veto etmediği için, Cumhurbaşkanının sessizliğinden, dil ‎birliğinin bütünlüğünden yana olmadığı anlaşılıyor. Etik olmadığı ‎halde cumhurbaşkanı, “çok dillilik, kültürel zenginliğimizdir” ‎diyebiliyor.‎

Boğazı kravatlı resmi terörist çıkıp, “halkımızın dilini 20 senede ‎tanıyanlar bir gün bu toprakların da Kürdistan olduğunu kabul ‎edecekler” diyebiliyor.‎
Paşam.. İlker Paşam.. Elbette sizin yargıç ya da savcı olmadığınızı ‎biliyoruz. Hukuki anlamda siz bir şey yapamazsınız. Zaten biz de bir şey ‎yapmanızı beklemiyoruz. Ancak, Asker olarak sizden beklediğimiz çok şey ‎vardır.‎

Başında başkomutan olduğunuz Türk Ordusunun bir terör örgütü ile yan ‎yana getirilmesini kabul edebiliyor musunuz Paşam? Varlığınızın yegâne ‎sebebi, Türkiye cumhuriyetini ilelebet korumak ve kollamak değil ‎mi? Devletimizin üniter yapısına sahip çıkmak değil mi? ‎

Paşam, Mustafa Kemal diyor ki:‎ " Birinci vazifen, Türk İstiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa ‎etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin, en ‎kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhili ‎ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine ‎düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini ‎düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyetle tezahür edebilir. ‎İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünya da emsali görülmemiş bir ‎galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt ‎edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her ‎köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak ‎üzere memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta ‎hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi ‎menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler…‎"

‎ Kahraman ordumuzun şerefli subayları içinde kuvvet komutanlığına ‎kadar çıkma başarısı gösteren paşalarımızın istikbalimize ve ‎istiklalimize sahip çıkmaları suç mudur? Devletimizin üniter ‎yapısının bütünlüğünü korumada ısrarcı olmak, -emekli dahi olsa- ‎görevleri değil midir?‎

İlker paşam, siz ki Mustafa Kemal’in oluşturmak için hayatını ortaya ‎koyduğu, Çanakkale’de mucizeler yarattığı, İstiklal harbinde ‎gücünü dünyaya kabul ettirdiği ordunun başkomutanı olarak, ‎YIPRATILMAK İSTENDİĞİNİZİ anlayamayacak kadar “anlayışsız” ‎olamazsınız.‎

BOP’un “eş başkanı” olduğunu kendi sesi ve görüntüsü ile gururla ‎ifade edene, Yahudi olmadığı halde Yahudi lobisi tarafından ‎verilen CESARET MADALYASININ ŞARTLARINDAN BİRİ –neden- ‎TÜRK ORDUSUNUN YIPRATILMASI olduğunu sordunuz mu? ‎

Paşam, Bu hükümetin Türk Ordusunu yıpratmak için ne yapılması ‎gerekiyorsa yaptığını şüphesiz sizde biliyor ve inanıyorsunuz. ‎Özellikle son günlerde, adının önünde “CUMHURİYET” yazan bir ‎savcının talimatı ile “azılı teröristler” gibi sabah erken saatlerde ‎evlerinden alınıp tutuklanmak maksadıyla yaka paça gözaltına ‎alınmalarına vicdanınız nasıl müsaade ediyor?‎

Yada cumhurun başı.. Dışişleri Bakanı olduğu dönemlerde..2 ‎Nisan 2003 tarihinde Ankara’da Dışişleri Binasında, ABD’nin o ‎dönem Dışişleri Bakanı Colin Powell ile gizli bir –anlaşma adı ile- ‎sözleşme belgesi imzaladığı artık ayyuka çıktı.‎

‎2 sayfa 9 maddelik sözleşme belgesinin ilk maddeleri Türk ‎Ordusunu bağlıyor. Gizli imzalanan bu sözleşme belgesine göre ‎cumhurun başı hiç düşünmeden ve umursamadan, bir anlamda ‎düşman gibi kahraman ve şerefli Mehmetçiği Amerika ile kalleş ‎PKK’ya satmış yada teslim etmiş olmuyor mu?‎

‎2 Nisan 2003 tarihinden bu güne kadar kalleşler tarafından şehit ‎edilen her bir Mehmetçiğimizin katilleri PKK’lılar mı oluyor? Peki, ‎Paşam, 2 Nisan 2003 tarihinde Amerika ile 2 sayfa 9 maddelik ‎‎“ihanet belgesini” gizlice imzalayan ne oluyor? ‎

İlker paşam.. Sen ve mensubu olduğun Şerefli Türk Ordusunun ‎daha fazla yıpratılmasına, bir Türk olarak gönlüm razı olmuyor. ‎Sabrım taş olsaydı çoktan çatlardı. Ya sizin sabrınız Paşam? Bu ‎nasıl bir taş ki çatlamıyor? ‎

Türk Milleti ordusu ile vardır ve var olacaktır. Emperyalistlerin ‎istediği ise, Türk ordusu ile Türk Milleti arasındaki bu bağı ‎koparmak ve Yüce Türk Milletinin Türk Ordusuna olan güvenini ‎yok etmektir. Hiç şüphesiz bunu siz benden daha iyi biliyorsunuz ‎paşam.. O halde neden? Neden susuyorsunuz Paşam?‎

Dosta düşmana karşı bu sessizliğinizi ve suskunluğunuzu, ‎vatandaşınız olarak ben kabul edemiyorum. Hazmedemiyorum ‎Paşam. ‎

Yüce Makamınızdan ve üstün anlayışınızdan talep ediyorum. ‎Madem Mustafa Kemal önderiniz.. O halde paşam.. Mustafa Kemal ‎ne yaptı ise, Mustafa Kemal’in yaptığını yapmak boynunuza ‎borçtur Paşam.. Bu vebal omuzlarınızdadır. ‎

Bu borcu Yüce Türk Milletine ödemek zorundasınız. Çünkü bu ‎millet yokluk ve fakirlik ile sizi bu mertebeye getirdi. ‎

Büyük Türk Milleti adına sizi GÖREVİNİZİ yapmaya davet ‎ediyorum paşam..‎

Damarlarında ASLİ CEVHER bulunanlara selam olsun!‎

Saygılarımla..‎



Vatanseverali

Bu gelen duyuruları kapatmak isterseniz, profilinizden bunu kolayca yapabilirsiniz.

Bu link'i takip ederek duyurunun tamamını görebilirsiniz:

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=4419.0

Saygılar,
T O G E Ç

Hiç yorum yok: