FW: Yeni duyuru: YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA İLKER PAŞA'YA MEKTUP!
Kimden: irfan kaya (irfan.kayalar@hotmail.com)
Gönderme tarihi: 20 Ocak 2009 Salı 20:06:50
Kime: ay_su52@hotmail.com; azra.hasret@hotmail.com; basak_04@hotmail.com; Bora Tüfekli (bora_tufekli@hotmail.com); burcak.02@hotmail.com; cemre_ozgur@hotmail.com; cigdemremziye@hotmail.com; Niyazi Çamurcu (camurcular@hotmail.com); dilara_redrose@hotmail.com; Ekrem (mavifarma@hotmail.com); Elvan Kaya (elvankaya27@hotmail.com); eser321984@hotmail.com; feridedestan@hotmail.com; guelzadekaplan@hotmail.de; Kamer Genç (kamer.genc@tbmm.gov.tr); koray Hoca (mkbasyigit@gmail.com); ismailcatir@hotmail.com; KEREM SEVINC (ilkbahar_64@hotmail.com); keciyim123@hotmail.com; ladyroses_2005@hotmail.com; LERZAN TORLAK (lerzan.torlak@gmail.com); mali_kartal_@hotmail.com; mavhomer@hotmail.com; mehmettuncsahin@hotmail.com; mersoy4854@hotmail.com; minik_serce25@hotmail.com; more_difficult@hotmail.com; nerog50@hotmail.com; nihatozgur1979@hotmail.com; n.necla@hotmail.com; nurigonendi@hotmail.com; pinar.dicle@hotmail.com; rozarezzan@hotmail.com; semrasu7@hotmail.com; sil.dim@hotmail.com; carookee (system@carookee.com); suzidilara5@hotmail.com; ts_musti@hotmail.de; tugralistan@hotmail.com; ulku_ayhan@hotmail.com; yaren_1995@hotmail.com; yok_ole_bisi@hotmail.com; ysd592@gmail.com
To: irfan.kayalar@hotmail.com
Subject: Yeni duyuru: YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA İLKER PAŞA'YA MEKTUP!
From: yonetim@toplumsalbilinc.org
Date: Sun, 18 Jan 2009 00:54:05 +0000
İLKER PAŞAM.. Kahraman Türk Ordusunun başında, komutansınız.. Haddime değil amma..Hatırlatmak üzerime vazife diye düşünüyorum. Mustafa Kemal sizin makamınızı padişah Vahdettin’den alabilmek için çok mücadele etmişti. Ne var ki padişah Vahdettin, “Saltanatını yıkmasından korktuğu için” Mustafa Kemal’e o şerefli makamı vermemişti.
Şimdi siz, Mustafa Kemal’in hak ettiği halde “oturamadığı”o şerefli makamda oturmaktasınız.
Paşam, Mustafa Kemal der ki: “Aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asli cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin..”
Ne diyorsunuz Paşam? Mustafa Kemal’in dediği gibi, bağrımızda yetiştirdiğimiz, başımızın üstüne kadar çıkardığımız Cumhurun başının ve başbakanın kanındaki, vicdanındaki ASLİ CEVHERİ çok iyi tahlil etmediğimizden dolayımı ihanete uğradık?
Paşam, Ülkemizde gelişen olaylara baktığımızda Cumhuriyet’in tehlikede olduğunu görüyoruz. Tehlike o boyutlara ulaştı ki artık iş Cumhuriyet’ten ve Cumhuriyetçilerden intikam almaya kadar ulaştı.
Bu ülke insanı –büyük çoğunlukla- cumhuriyetçidir. Neden cumhuriyetçidir paşam? Mustafa Kemal, bu ülke insanının neden Cumhuriyetçi olduğunu, olması gerektiğini kendi düşüncesi ile açıklıyor: ' Türk genci, inkılâpların ve cumhuriyetin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkûm edecektir. Yine düşünecek : 'Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!' Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber, bana, İsmet Paşaya, Meclise telgraflar yağdırıp haklı ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını, kayırtılmasını istemeyecek. Diyecek ki : 'Ben inanç ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığımı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmekte benim vazifemdir.' İŞTE BENİM ANLADIĞIM TÜRK GENCİ VE TÜRK GENÇLİĞİ...'
Paşam, Mustafa Kemal’in Bursa Nutkundan güç alarak, inkılâpların, cumhuriyetin ve rejimin sahibi ve bekçisi olduğumuzu ilan ettik. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inandık. Rejimi ve inkılâpları benimsedik.
Paşam, ne yazık ki bugün inkılâplar, cumhuriyet ve rejim, devleti yönetenler tarafından zayıf düşürülmüş, küçük kıpırtılar (ihanet) büyümüş, devleşmiştir. Bu ihanete gözümüz ve kulağımızla şahit olduğumuzda “bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır” demedik. Hemen müdahale etmeye kalktık, bütün varlığımızla kendi eserimizi korumaya çalıştık. Bir sabah kuşluk vakti polis kapımıza geldi. Polis asıl suçluları –bize göstermeden- bıraktı, suçlu diye bizi alıp götürdü.
“Polis henüz inkılap ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşündük, fakat asla yalvarmadık.. Mahkeme arkadaşlarımızın bazılarını mahkûm bile etti.
Yine düşündük, “Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!” derken sıfatının önünde cumhuriyet yazan bir savcının kasıtlı ve kindar tutumu ile hapse atıldık. Kanun yolundan itirazlarımızı yaptığımızı yapmakla beraber, ne size nede meclise telgraflar yağdırıp haklı ve suçsuz olduğumuz için tahliye edilmemizi, kayırılmamızı istemedik.
“Demek ki biz, inanç ve kanaatimizin icabını yaptık. Müdahale ve hareketimizde haklıyız. Eğer hapse haksız girdi isek bu haksızlığı meydana getirecek sebep ve amilleri düzeltmekte bize düşer”.. Dedik, “Ergenekoncu Terörist” damgasını yedik. Ergenekon ne demek Paşam?
Paşam, kısaca Türk Yurdu demek olan Ergenekon adını, dışarıdan kumandalı bir soruşturma kapsamında, özellikle ve bilinçli olarak terör örgütüne monte ederek TÜRK milleti üzerinde korkuyu egemen kılmak istediler ve bunda da başarılı oldular.
Bugün cumhurun başında olan isim, Mayıs 2006 tarihinde, adına kasıtlı olarak Ergenekon denilen operasyonun soruşturma amirliğini üstlenmiştir.(Tabir Aydınlık dergisi, sayı 1115 sayfa 11’e aittir.) Cumhurun başı, düzenlenen “brifingde” Mehmet Eymür patentli şemayı çok beğenmiş ve “Değerlendirin.. Savcı bulun..Suçluları yakalayın” şeklinde talimat vermiştir.(a.g.d.s.1115-sf.11)
O brifingden haberiniz var mı Paşam? Bu “talimat” sizin aklınıza ne gibi sorular getiriyor?
Kaldı ki, sabahın seher vaktinde vatan haini gibi birer ikişer alınıp emniyete götürülen ve sonra birer suçlu gibi tutuklanıp cezaevine atılan isimlerin çoğu emekli komutanlardandır paşam.. Bu değerli komutanların suçu, cumhuriyete, rejime, laikliğe, Atatürkçülüğe, vatanın ve devletin bölünmez bütünlüğüne, milletin milli birliğine sahip çıkmak mı paşam?
301ci maddeyi kaldıranlardan bir kişi dahi var mıdır tutuklanıp “içeri” atılan paşam? Cumhuriyete, laikliğe, Atatürk ilke ve inkılâplarına sövenler bu cesareti nereden ve kimden alıyor paşam?
Türk Ordusu değil mi Cumhuriyet’i sonsuza kadar koruyup kollayacağına dair söz veren ve yemin eden? Bu yeminin “gereğinin” şartları bugün yaşanılmıyor mu Paşam?
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, yargı mercii var. Bu ülkenin anayasası da var. İşte o anayasaya göre suç olan bir eylemi gerçekleştiren Başbakan, milletin dil birliğini bölerek, Kürt diye ayırdığı kesime üstelik temeli ve hiçbir dayanağı olmayan bir dil ile selam verebiliyor.
Başbakanı veto etmediği için, Cumhurbaşkanının sessizliğinden, dil birliğinin bütünlüğünden yana olmadığı anlaşılıyor. Etik olmadığı halde cumhurbaşkanı, “çok dillilik, kültürel zenginliğimizdir” diyebiliyor.
Boğazı kravatlı resmi terörist çıkıp, “halkımızın dilini 20 senede tanıyanlar bir gün bu toprakların da Kürdistan olduğunu kabul edecekler” diyebiliyor.
Paşam.. İlker Paşam.. Elbette sizin yargıç ya da savcı olmadığınızı biliyoruz. Hukuki anlamda siz bir şey yapamazsınız. Zaten biz de bir şey yapmanızı beklemiyoruz. Ancak, Asker olarak sizden beklediğimiz çok şey vardır.
Başında başkomutan olduğunuz Türk Ordusunun bir terör örgütü ile yan yana getirilmesini kabul edebiliyor musunuz Paşam? Varlığınızın yegâne sebebi, Türkiye cumhuriyetini ilelebet korumak ve kollamak değil mi? Devletimizin üniter yapısına sahip çıkmak değil mi?
Paşam, Mustafa Kemal diyor ki: " Birinci vazifen, Türk İstiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyetle tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünya da emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler…"
Kahraman ordumuzun şerefli subayları içinde kuvvet komutanlığına kadar çıkma başarısı gösteren paşalarımızın istikbalimize ve istiklalimize sahip çıkmaları suç mudur? Devletimizin üniter yapısının bütünlüğünü korumada ısrarcı olmak, -emekli dahi olsa- görevleri değil midir?
İlker paşam, siz ki Mustafa Kemal’in oluşturmak için hayatını ortaya koyduğu, Çanakkale’de mucizeler yarattığı, İstiklal harbinde gücünü dünyaya kabul ettirdiği ordunun başkomutanı olarak, YIPRATILMAK İSTENDİĞİNİZİ anlayamayacak kadar “anlayışsız” olamazsınız.
BOP’un “eş başkanı” olduğunu kendi sesi ve görüntüsü ile gururla ifade edene, Yahudi olmadığı halde Yahudi lobisi tarafından verilen CESARET MADALYASININ ŞARTLARINDAN BİRİ –neden- TÜRK ORDUSUNUN YIPRATILMASI olduğunu sordunuz mu?
Paşam, Bu hükümetin Türk Ordusunu yıpratmak için ne yapılması gerekiyorsa yaptığını şüphesiz sizde biliyor ve inanıyorsunuz. Özellikle son günlerde, adının önünde “CUMHURİYET” yazan bir savcının talimatı ile “azılı teröristler” gibi sabah erken saatlerde evlerinden alınıp tutuklanmak maksadıyla yaka paça gözaltına alınmalarına vicdanınız nasıl müsaade ediyor?
Yada cumhurun başı.. Dışişleri Bakanı olduğu dönemlerde..2 Nisan 2003 tarihinde Ankara’da Dışişleri Binasında, ABD’nin o dönem Dışişleri Bakanı Colin Powell ile gizli bir –anlaşma adı ile- sözleşme belgesi imzaladığı artık ayyuka çıktı.
2 sayfa 9 maddelik sözleşme belgesinin ilk maddeleri Türk Ordusunu bağlıyor. Gizli imzalanan bu sözleşme belgesine göre cumhurun başı hiç düşünmeden ve umursamadan, bir anlamda düşman gibi kahraman ve şerefli Mehmetçiği Amerika ile kalleş PKK’ya satmış yada teslim etmiş olmuyor mu?
2 Nisan 2003 tarihinden bu güne kadar kalleşler tarafından şehit edilen her bir Mehmetçiğimizin katilleri PKK’lılar mı oluyor? Peki, Paşam, 2 Nisan 2003 tarihinde Amerika ile 2 sayfa 9 maddelik “ihanet belgesini” gizlice imzalayan ne oluyor?
İlker paşam.. Sen ve mensubu olduğun Şerefli Türk Ordusunun daha fazla yıpratılmasına, bir Türk olarak gönlüm razı olmuyor. Sabrım taş olsaydı çoktan çatlardı. Ya sizin sabrınız Paşam? Bu nasıl bir taş ki çatlamıyor?
Türk Milleti ordusu ile vardır ve var olacaktır. Emperyalistlerin istediği ise, Türk ordusu ile Türk Milleti arasındaki bu bağı koparmak ve Yüce Türk Milletinin Türk Ordusuna olan güvenini yok etmektir. Hiç şüphesiz bunu siz benden daha iyi biliyorsunuz paşam.. O halde neden? Neden susuyorsunuz Paşam?
Dosta düşmana karşı bu sessizliğinizi ve suskunluğunuzu, vatandaşınız olarak ben kabul edemiyorum. Hazmedemiyorum Paşam.
Yüce Makamınızdan ve üstün anlayışınızdan talep ediyorum. Madem Mustafa Kemal önderiniz.. O halde paşam.. Mustafa Kemal ne yaptı ise, Mustafa Kemal’in yaptığını yapmak boynunuza borçtur Paşam.. Bu vebal omuzlarınızdadır.
Bu borcu Yüce Türk Milletine ödemek zorundasınız. Çünkü bu millet yokluk ve fakirlik ile sizi bu mertebeye getirdi.
Büyük Türk Milleti adına sizi GÖREVİNİZİ yapmaya davet ediyorum paşam..
Damarlarında ASLİ CEVHER bulunanlara selam olsun!
Saygılarımla..
Vatanseverali
Bu gelen duyuruları kapatmak isterseniz, profilinizden bunu kolayca yapabilirsiniz.
Bu link'i takip ederek duyurunun tamamını görebilirsiniz:
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=4419.0
Saygılar,
T O G E Ç
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder