15 Ekim 2008 Çarşamba

Türkçemizi "Ses Bayrağı" olarak tanımlayan Türkçenin büyük ozanı Fazıl Hüsnü DAĞLARCA'yı kaybettik.

Ses Bayrağımız'ın Bayraktarını Yitirdik



Yazar TDTKB
Perşembe, 16 Ekim 2008
Türkçemizi "Ses Bayrağı" olarak tanımlayan Türkçenin büyük ozanı Fazıl Hüsnü DAĞLARCA'yı kaybettik.

Türk Milleti'nin başı sağolsun.
TÜRKÇE KATINDA YAŞAMAK
Seslenir seni bana "sonsuz" Der ki çoğal, Der ki uzun mutluluğuna Usun iyiliğin doğruluğun, Bir bilinmeyenden bir bilinene dek Türkçe, varolduğumuz.
Türkçe, nice desem seni, Onca güzelim. Görünmek derinleşmek, Dolmak; Seni düşünürük düşünürüm,
yarı karanlıklarda, dal, Anlarım onca.
Bir bölü beş, bir bölü dokuz, Bir bölü bin üç! Ayrılık anlamların öylesine azar azar dağılır, Ta doğudaki balık, Duyar kokusunu Ta batıtaki yoncanın.
Seslenir seni bana yakın uzak, Yeryüzü mavisinden gökyüzü yeşiline, Tutsak uluslar var ya geceler boyu Onlar için Yitik özgürlükler için, Türkçe, haykırmak
O süre yaradılış dar iken Düz iken, yassı iken, Daha'lar Daha'lar Daha'lar daha'lara karışmış, Sınırlığın getirmiş yarınları.
Konuşamaz iken, o yusyuvarlakta, Diyemez iken, Artısı eksisi almış götürmüş Toprağın bitkilerden arta kalan sağlığını Sıcak uzun, Bir kişiler geleceğine.
Seslenir seni bana bir duru su İçinde masallar kazımış,
İlk yazıları ilk anıtlara, Yankılanır alandan alana,
Uçsuz bucaksız evrenden akınlarının uğultusu.
Ama bağışla beni unutmuş'um, Yıldızı güneşini ayını, utanmadan. Öyle köksüz günlerim gelmiş
Bozkır çadırlarından çırılçıplak,
Unutmuşum ana demesini bile, Öykünmüştüm türküsünü ellerin, Ağzıma bir kara düşmüş bağışla beni.
İşte and içiyorum, Bütün ölüler adına Bütün gençler,
bütün doğacak çocuklar adına, Varacağım deyişine gündüz gündüz, Varacağım tanrıya dek, Soluğumda soluğun
Seslenir seni bana "Ova"m, "Dağ'ım, Nere gitsem bulur beni arınmış. Bir çağ ki akar ötelere, Bir ak ... ki yüce atalar,
Bir al ... ki ulu oğullar, Türkçem, benim ses bayrağım
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Yaşamından Kısaca:1914 yilinda Istanbul'da dogdu. Kuleli Askeri Lisesi'ni ve Harp Okulu'nu bitirdi (1935). 1950 yilinda kendi istegi ile ordudan ayrildi. Basin-Yayin ve Turizm Genel Müdürlügü'nde, Çalisma Bakanligi'nda Is Müfettisi olarak çalisti (1960). Istanbul Aksaray'da Kitap Kitabevi'ni kurdu, yönetti. Türkçe adli bir dergi çikardi (1960-1964). Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyesiydi.Yavaslayan Ömür adli ilk siiri 1933'te Istanbul dergisinde çikti. Aile, Ataç, Çagri, Devrim, Inkilapçi Gençlik, Kültür Haftasi, Türkçe, Türk Dili, Türk Yurdu, Varlik, Vatan, Yeditepe, Yücel, Yenilik, Yön, gibi dergi ve gazetelerde siirlerini yayimladi. Siirlerinde magara devri insanlarindan günümüz insanina dek insanin, iç ve dis dünyasini benzersiz anlatimiyla isledi. Ilk yapitindan baslayarak Türk siirine yepyeni bir anlam, kavrayis ve ses getirmistir. Siirimizin en verimli sanatçisidir, siirini sürekli olarak yenileyen özelligi ile Türk Siirinin Ses Bayragi nitelemesine deger görüldü.

Hiç yorum yok: