7 Ekim 2008 Salı

PKK açıkça beslendi

[Ne_mutlu_Turkum_diyene] PKK açıkça beslendi
6 Ekim 2008 Pazartesi, 23:02
Kimden:
"turks2008" turks2008@yahoo.com
Kime:
Ne_mutlu_Turkum_diyene@yahoogroups.com
PKK açıkça beslendi----------------------------------------------------------------------------

AKP'yi kuran ideolojinin bölücü/Kürtçü zihniyete her türlü kolaylığı sağlaması; ABD ve Avrupa'nın Türkiye'yi diz çöktürmek için PKK eliyle 'örtülü savaş' yürütmesi; içimizdeki tarikatçilerin ordu komutanlarını bile suçlayacak savcılar bularak askeri kıstırmaları; AB'ye giriş adına yasaları değiştirip terör eylemlerinin önünü açmamız; gazeteleri-televizyonları elde tutan sözde liberallerin demokrasi diyerek PKK'ya ideolojik destek vermeleri yüzünden Kuzey Iraktan da destek alan bölücü çete yeniden şahlandı. ABD yalancıktan kınasa da PKK'nın bir numaralı koruyucusudur. İstihbarat işbirliğinin yalan olduğu da bu son olayla ortaya çıkmıştır. PKK'nın yeniden toparlanması, aynı zamanda Güneydoğu'da milisleşmeyi de başlatmıştır. PKK artık sadece dağdaki militandan ibaret değildir. Bölücü örgütün arkasında ciddi bir sivil güç de oluşmuştur. Yani gündüz külahlı gece silahlı tipler; Türkiye sınırı içinde ciddi biçimde eylemlere destek vermektedir. Maalesef güvenlik uzmanı denilerek televizyonlarda konuşturulan kişiler; bu milisleşme olgusunu hala görememektedirler. Bu milisleşme; PKK'nın karakol baskınlarının alt yapısını oluşturmaktadır. Sorumluluğu sadece Kuzey Irak'a yıkmak kendimizi aldatmaktır ve PKK'nın ekmeğine yağ sürmektedir. Bugün PKK içeriden beslenmekte; dışarıdan da silah desteği almaktadır. Bunların bir ucu TBMM'de olan yandaşları; muazzam bir örgütlenme ile hayatın her alanında Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı mücadele yürütmektedirler. YA ERGENEKON?Güneydoğu'yu Türkiye'den koparma operasyonu sürdürülürken; bu yıkıcı gelişmelerin saklanması gerekiyordu. İşte bu yüzden, 'Ergenekon Operasyonu' diye bir operasyon icat edildi. Böylece millet afyonlandı. Yani 'Cambaza bak!' denilip Ergenekon öne çıkartılırken asıl çete PKK gizlendi... PKK propagandaları, yayınları, gösterileri masum bir demokratik eylem gibi gösterilirken; Türkiye'nin güvenliğini düşünen insanlar; telefonları dinlenerek ve yapay suçlar icat edilerek içeri tıkıldılar. En son olarak, cephede PKK ile savaşan bir teğmen bile Ergenekoncu diye tutuklandı ama PKK gösterisi yapanlara en küçük bir yaptırım uygulanmadı. Hatırlayınız: Abdullah Öcalan'ı 1999 yılında sorgulayan jandarma albay Atilla Uğur da Ergenekoncu diye çete üyesi gösterilerek göz altına alınmıştı. Son olarak da bunlara komuta eden eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur tutuklanıp ölüme itildi. Böylece; 'PKK liderine, PKK'lılara dokunan işte böyle olur!' mesajı verildi. 'Şemdinli davası' diye bilinen ve özünde PKK'ya destek vermek olan davada; Fethullahçı Van Savcısı Ferhat Sarıkaya; Güneydoğu'da PKK ile mücadele eden ordu komutanlarını bile 'gizli örgüt üyesi' gibi göstermeye kalkışan iddianame düzenlemiş miydi? Araştırın bakalım; şimdi bu adam kim tarafından korunuyor? Hükümet yandaşı gazeteler, PKK çetesi ile hiç uğraşmazken, milletin dikkatini Ergenekon adına başka yöne çektiler. Böyle bir ortamda PKK elbette saldırılarını artıracaktır; sürdürecektir. İleride başka baskınlar da olacaktır. Avrupa ve Amerika, terörist hareketi önlemek için en şiddetli uygulamaları hiç düşünmeden devreye sokarken; anında daha sert kanunlar çıkartırken; AKP hükümeti, Türkiye; sanki güllük gülistanlık imiş gibi terörü geriletecek kanunları ortadan kaldırdı. Ordu komutanları; terörle mücadelede ellerinin kollarının yasalar çıkartılarak bağlandığını defalarca açıkladılar; hükümeti uyardılar ama bu hükümet onların dediklerinin aksini yaptı. Başbakan Erdoğan'ın 'Kürt sorunu vardır!' demesiyle başlayan PKK saldırıları; kültürel hak adı altında sürdürüldü; sonra silahlı hale getirildi. Böylece terör örgütü kırları, şehirleri yeniden ele geçirdi. Bu tehlikeli ortamda hükümet ve ticareti kontrol eden tarikatler; uygulamaları ile PKK'ya moral verirken, askerle kavgasını sürdürmektedir. PKK çetesine tek söz edilmezken Ergenekon operasyonu kapsamında emekli paşalar bile gözaltına alınmakta; böylece TSK'nın komuta kademesi korkutulmaktadır. Hatta; ordu komutanlarına Şemdinli davası ile savaş suçlusu işaretleri gönderilmiştir. Böylece PKK üzerinde kurulan baskıların hafifletilmesi sağlanmıştır. Eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da PKK ile mücadeleyi, 'BBG evi'ne benzeterek işin ciddiyetini kavrayamadığını göstermiştir. Çözüm, vatandaşın uyanmasında ve hükümete gereken dersi vermesindedir. İspanya'da 3 kişi öldüğünde 3 milyon insan sokağa dökülüyor da Türkiye'de 15 şehit için ses çıkmıyorsa; başımıza daha büyük felaketlerin gelmesine hazırlıklı olmalıyız.Artık anlaşılmıştır ki bu hükümet iktidara gelmek ve orada kalmak uğruna verdiği tavizlerden birisi de Yahudi Kürt devletinin kurulmasıdır ve ona her türlü zemini hazırlamakta yardım etmektir. Son söz: Bizi dış düşmanlar yıkamaz, yıkacak olan içimizdeki işbirlikçi hain gruplarıdır. Ve tarihte kurulmuş yüze yakın Türk devletleri hep bu iç düşmanlar tarafından çökertilmiştir. Milletimize düşen görev içimizdeki işbirlikçileri sınırın öte yakasına göndermek ve ellerinde Türk bayraklarıyla ve kalplerinde Atatürk sevgisiyle ve ruhlarında Allaha olan inançlarıyla Türk ordumuzun yanında hemen yerlerini almaktır.

Hiç yorum yok: